Mr. Scribe'in 125 yıl önce yaptırdığı Balıkpazarı'ndaki ünlü pasajın hikâyesi...
Pasajın zemini mermer idi, içinde 22 dükkan bulunuyordu. Her dükkanın üstünde ayrıca iki kat vardı.
Dükkanların pasaja bakan üst cephelerinde değişik ve büyük heykeller bulunuyordu. Dükkanların arasına
ayna konmuş olduğundan, buraya ‘‘Aynalı’’ pasaj da deniyordu.
Önceleri bu pasajın yerinde, ‘‘Naum Tiyatrosu’’ndan İngiliz Sarayı'na kadar uzanan
geniş alanın içinde, ‘‘Jardin des Fleurs’’ bulunuyordu. 1856 yılında ‘‘Louis
Soullier’’ burada sirk gösterileri yapmaya başlayınca: buraya ‘‘PALAIS DES FLEURS’’
adını koydu. Süreç içinde ‘‘Jardin des Fleurs’’un diğer bölümünde ve 1860 yılının
Ocak ayı içinde ‘‘Mr. Bouin’’ yönetiminde, ‘‘Hotel Restaurant des Palais des Fleurs’’
hizmete girdi. 1861 yılında ise, arazinin gerçek sahibi ‘‘Mr. Scribe’’, Cafe Concert olarak
çalışan Palais des Fleurs'un yerine, ‘‘Jardin des Fleurs’’ adını verdiği
yeni tiyatroyu açtı.
5 Haziran 1870 günkü, Büyük Beyoğlu yangınında, burası Naum tiyatrosu ile birlikte yanınca, Mr.
Scribe, buraya bugünkü ünlü ‘‘Avrupa Pasajı’’nı yaptırdı.
Pasajın zemini mermer idi, içinde 22 dükkan bulunuyordu. Her dükkanın üstünde ayrıca iki kat vardı.
Dükkanların pasaja bakan üst cephelerinde değişik ve büyük heykeller bulunuyordu. Üstü ise tamamen cam ile
örtülmüştü. Dükkanların arasına ayna konmuş olduğundan, buraya ‘‘Aynalı’’
pasaj da deniyordu.
Bir yazarımız bu pasaj için aynen şunları yazar:
‘‘... Bir adı Aynalı pasaj öbür adı Avrupa pasajı. Tam da Avrupa'dan kopya, Londra'nın
‘‘Burlington Arcade’’nın özenilmiş, onun bir minyatürü.’’
Yalnız gerçek, ne mimari ne de sosyal yönden Sayın Yazar'ımızın ileri sürdüğü gibi değildir.
Örneğin: ‘‘Burlington Arcade’’ Londra'daki, ‘‘Burlington House’’ kompleksi
içinde ve 1869 yılında ‘‘Renaissance’’ stilinde ve ‘‘Pennethorne’’
tarafından inşa edilmişti.
Bilindiği gibi, XIX. yüzyılın ikinci yarısında, İngiliz mimarisinde iki ekol göze çarpıyordu.
‘‘Renaissance’’ ve ‘‘Neo-Gothique’’. ‘‘Renaissance’’ın
yorumcusu ‘‘Alfred Stevens’’ idi. ‘‘Pennethorne’’ da o ekole yetişmiş
idi. Kaldı ki: ‘‘Burlington Arcade’’ ilk yapıldığında pasaj olarak düşünülmemiş
ve 1900 yılından sonra pasaj olarak çalışmaya başlamıştır.
XXXXXXXXXXXXX
Ayrıca pasajlar hep birbirine benzerler ama bu pasaj Avrupa'ya hiç mi hiç benzemez. Önce tavanı kısmen pencerelerle
örtülmüştür, tamamı cam değildir. Aydınlatma için kullanılan ve tavandan sarkan avizeler birer harikadır.
Ayrıca pasajın zemini mermer olmayıp, dükkanların ön yüzleri yere kadar camlıdır. Her dükkanın
arasında, ayrıca stilinin gereği kemerler vardır. En büyük fark ise, ‘‘Burlington Arcade’’ın
bulunduğu yer ve işlevidir. Pasaj, Dünya'nın en zengin kişilerinin ‘‘shopping’’
yaptığı ‘‘Old Bond’’ Streett'e paraleldir. Kendi bünyesi içindeki tüm mağazalar,
Dünya'nın en zenginlerine hizmetlerini sunar. Bizim Avrupa Pasajı'mız gibi, orta sınıf sade vatandaşa
hizmet götüren bir pasaj değildir. Sayın yazar, bu benzetmeyi sırf Londra'yı gördüğünü ve oradaki
eserleri incelediğini kanıtlamak için yazıyor ise, oldukça garip bir neden. Neyse...
Sade vatandaşa hizmet götüren bu pasaj açıldığında: Kuaför ‘‘Karkonakis’’,
brode ve ibrişimci ‘‘Emanuel Karlatos’’, terzi ‘‘Konstantin Hisar’’,
kuaför ‘‘Massali’’, saatçı ‘‘Wosterling’’, terzi ‘‘Mme. Rizzo’’,
ibrişimci ‘‘Yorgo Tiotis’’, terzi ‘‘Marko Perpignani’’, iplikçi ‘‘Jozef
miari’’, kuaför ‘‘Zografos’’ ve 1874 yılında ‘‘Sabuncakis’’in
şubesi vardı.
1910 yılında pasaj'da bazı değişiklikler göze çarpmakta idi. Bu arada unuttuğum bir bölümü
hatırlatmakta yarar var. Pasaj'ın Tiyatro Sokağı'nda bulunan ‘‘Rezafe’’ apartmanı
ile gene Grand'Rue de Pera üzerinde bulunan ‘‘Petrikles’’ binalarının altında kalan
altı dükkanı, diğer dükkanlardan daha küçüktür. Neyse: Yandaki ‘‘Krepen’’ pasajında
olduğu gibi burada da ayakkabı malzemeleri satan dükkanlar bulunuyordu. Örneğin: ‘‘M.Bon’’,
‘‘N.Moraitis’’, ‘‘Yani Siottos’’, ‘‘Hacı Angelidis’’,
‘‘Jan vakkas’’, ‘‘C.E.Efremidis’’ ve ‘‘A.Tombro’’.
Yazdıklarım, hem ayakkabı imal ederler, hem de ayakkabıcılar için malzeme satarlardı. Diğer
dükkanlara gelince: kuaför ‘‘Filip Salatis’’, ibrişimci ‘‘Yorgo Tsicopulos’’,
abajur ve bronz lamba yapımcısı ‘‘Antranik Ütücüyan’’, terzi ‘‘M.Patrilakis’’,
aynı dükkanı paylaşan iki saatçı ‘‘Niko Vitalis’’ ve ‘‘Todori Karavias’’,
hem piyano satan hem de piyano bakım ve tamiri yapan ‘‘Lehner’’ ve ‘‘F.Louis Commendinger’’
(Grand'Rue de Pera üzerindeki, ünlü Commendinger ile karıştırmamak lazım.), kuaför ‘‘Niko
Yosumidis’’, fes kalıpçısı ve ütücüsü ‘‘Artin Papazyan’’.
XXXXXXXXXXXXX
1920'de ve daha sonraki dönemlerde: ‘‘Antranik Ütücüyan’’ın yerine, terzi ‘‘Meneteos’’,
terzi ‘‘Petrilakis’’in yerine, müzik aletleri tamir ve yapımcısı ‘‘Felix
Livarevich ve ortağı’’, ayakkabıcı Moraitis'in yerine, sonraları İstiklal Caddesi'ne
taşınacak olan ünlü kuyumcu ‘‘Paghonis’’, saatçi ‘‘Todori Karavias’’ın
yerine, deri ve köseleci ‘‘Niko Dimatos’’, temizlemeci ‘‘Dimitri Moraitis’’in
(ayakkabıcı Niko'nun kardeşi) yerine tuhafiyeci ‘‘Hamurziadis’’, kuaför ‘‘Yosumidis’’in
yerine, deri ve kösele satıcısı ‘‘Anastas Ventura’’, ayakkabıcı ‘‘Tombro’’nun
yerine, şarküteri dükkanı ile ‘‘Pagonis ve Pantalos’’ gelecek; 1945'ten sonra ise, Kadıköylü
‘‘Mehmet tipi’’nin yönetiminde ‘‘Çamlıca pazarı’’ buraya yerleşecek,
bir süre sonra da ‘‘Ömer Aksoy’’ ve ‘‘mustafa katipoğlu’’ burayı
devir alacaklardır. 1955 yılından sonra burası yeniden el değiştirecektir. ‘‘Çamlıca
Pazarı’’nın yanındaki ‘‘Jan vakkas’’ın yerine, terzi levazımatı
ve kumaş satan ‘‘Eli ve Rafael Aciman’’ kardeşler yerleşecek, şimdilerde sağ
sokağındaki büyük kumaş mağazası sahibi olan ‘‘İlya Gülerşen’’
burada çıraklık günlerini geçirecektir. ‘‘Lehner’’ ve ‘‘Livarevich’’in
dükkanlarını ibrişimciler devir alacak; ‘‘Louis Commendinger’’in yerini gene bir müzik
aletleriyle, yayımlarının satıcılığını yapan ‘‘Hanberk Rupenyan’’alacak
ve 1960 yıllarına kadar burasını oğlu ‘‘Rupen Hanberk Rupenyan’’ yönlendirecektir.
1929 yılı içinde, Avrupa Pasajı hazineye intikal etmiş olduğundan, burası ‘‘Emlak
ve Eytam Bankası’’ aracılığı ile dükkan dükkan, hiç peşinsiz, sekiz ay taksitle
satılacaktır.
Pasaj bir süre önce, onarılacağı gerekçesiyle tamamen boşaltılmış ve içindeki büyük
ve güzel heykeller yerlerinden sökülerek, temizlenmesi için gönderilmiştir.